Adım Adım Türkiye
2. ÜNİTE : ADIM ADIM TÜRKİYE
ATATÜRKÇÜLÜK
Atatürk, kendisine inananlar ile birlikte düşmanı topraklarımızdan attıktan
sonra Türk milletini aklın ve bilimin öncülüğünde çağdaş uygarlık düzeyinin
üzerine çıkarmayı hedefledi. Bu amaçla onun fikirlerinden oluşan ve onun adıyla
anılan düşünceye Atatürkçülük denir.
Atatürkçülük, ülke gerçeklerinden doğmuş bir düşünce sistemidir. Biz buna
Atatürkçü Düşünce Sistemi diyoruz. Atatürkçü Düşünce Sistemi durduğu yerde
ortaya çıkmamıştır. Tarihi bir gelişmenin ürünüdür.
ATATÜRK İLKE VE İNKILAPLARI
Atatürk, ülkemizi çağdaş uygarlıklar düzeyine çıkarmak amacıyla bir dizi yenilik
yapmıştır. Bu yeniliklere inkılap adı verilir.Atatürk inkılapları belirli bir
düzen ve sıraya göre yapılmıştır. Hepsi bir bütündür.Ancak incelemek ve
açıklamak için belirli bölümlere ayırıyoruz.
Atatürk inkılaplarını beş ana grupta toplayabiliriz. Bunlar:
-
Siyasal(yönetim) alanda inkılaplar,
-
Hukuk alanında inkılaplar,
-
Toplumsal alandaki inkılaplar,
-
Eğitim ve kültürel alanındaki inkılaplar,
-
Ekonomi ve bayındırlık alanında yapılan inkılaplardır.
SİYASAL ALANDA İNKILAPLAR:
Ülkenin yönetimi, egemenliğin kullanılması gibi alanlarda yapılan inkılaplardır.
1. Türkiye Büyük Millet Meclisinin Açılması:
Kurtuluş Savaşı’nın devam ettiği günlerde,23 Nisan 1920’de TBMM açıldı. Böylece
yeniTürk devleti kurulmuş oldu. Meclisin aldığı kararla egemenlik hakkı
padişahtan millete geçmiş oldu.
2. Saltanatın Kaldırılması:
TBMM, 1 Kasım 1922’de saltanatı kaldırdı. Böylece hem Osmanlı Devleti hem de
padişahlık ortadan kalmış oldu.Türkiye’de egemenliği nmillete ait olduğu
kesinlik kazanmış oldu.
3. Cumhuriyetin İlan Edilmesi:
Kurtuluş Savaşı sırasında yeni sorunlar yaşamamak için yeni devletin yönetim
şeklinin ne olacağı konuşulmamıştı. Savaş kazanıldıktan sonra bu durum gündeme
geldi.Atatürk’ün çabaları ile 29 Ekim 1923’tecumhuriyet ilan edildi. Böylece
millet egemenliğine en uygun yönetim şekli benimsenmiş oldu.
4. Halifeliğin Kaldırılması:
Osmanlı Devleti zamanında padişahlık ve halifelik görevi birlikte
yürütülüyordu.Saltanatın kaldırılmasından sonra halifelik bir süre devam
etmişti. Ancak bu durum ülkede din ve devlet başkanlığı şeklinde ikiliğe neden
oluyordu. Üstelik inkılaplara ve cumhuriyete karşı olanlar eski rejime dönmek
için halifeliği kullanıyordu. Bunun üzerine 3 Mart 1924’tehalifelik kaldırıldı.
Böylece laikleşme yolunda en önemli adım atıldı. Cumhuriyetin temelleri
sağlamlaştırılarak inkılapların yapılması kolaylaştırıldı.
5. Siyasi Partilerin Kurulması:
Atatürk farklı görüş ve düşüncelerin yönetimde yer almasını istiyordu. Bunun
için çok partili hayata geçmek istiyordu. Atatürk’ün girişleri ile siyasi
partiler kurulmuştur. Ancak kurulan yeni partiler inkılap ve cumhuriyet
karşıtlarının eline geçtiğinden kapatılmak zorunda kalmıştır.
HUKUK ALANINDA İNKILAPLAR
Toplum için vatandaşların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen
kurallar vardır. Bunlardan biri de hukuk kurallarıdır.
1. Anayasaların Yapılması:
Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nın devam ettiği günlerde bir anayasa hazırlanmasını
sağlamıştı.1921’de Teşkilat-ı Esasiye adıyla kabul edilen bu anayasada önemli
eksikler vardı. Bu nedenle1924’te yeni bir anayasa yapılmıştır.
2. Türk Medeni Kanunu’nun Kabul Edilmesi:
Toplum yaşamında evlenme, boşanma,miras gibi konuları düzenleyen yasalara“Medeni
Kanun” denilir. Atatürk, Türk Medeni Kanunu’nun çıkarılmasını sağlayarak kadın
erkek eşitliği konusunda önemli yenilikler getirmiştir. Resmi nikâh zorunlu
olmuş, boşanma hakkı kadına da tanınmıştır.Mirastan kadınlarında pay alması
sağlanmıştır.
3. Kadınlara Siyasal Hakların Verilmesi:
Atatürk’ün çabalarıyla kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Böylece
siyasal alanda kadın erkek eşitliği sağlanmış, kadınlarda ülke
yönetimine katılmaya başlamıştır.
EĞİTİM ALANINDA İNKILAPLAR
Türk milletinin uygar ve çağdaş bir ulus olmasını hedefleyen Atatürk eğitim
alanında köklü yeniliklerin yapılmasını sağlamıştır.
1. Eğitim ve Öğretimde Birliğin Sağlanması (Tevhid-i Tedrisat Kanunu):
Osmanlı Devleti zamanında temel eğitim kurumları medreselerdi. Ancak Osmanlı
Devleti’nin son yılların da devlet tarafından Avrupa tarzında eğitim veren
okullar açılmıştı.Ayrıca azınlıklara ve yabancılara da okul açma izni
verilmişti. Bu durum eğitimde karışıklığa ve ikiliğe yol açıyordu. Atatürk,
Tevhid-i Tedrisat(Eğitim Öğretim Birliği) Kanunu’nun çıkarılmasını sağlanmıştır.
Böylece Türkiye’deki bütün eğitim kurumları MEB’e bağlanmıştır.
Okullarda kız erkek ayrımına son verilmiş,sınıflar karma olmuştur. Ayrıca çağın
gereklerine uyum sağlamayan medreseler kapatılmıştır.
2. Harf İnkılabı:
Osmanlı devleti zamanında Arap alfabesi kullanılıyordu. Bu alfabe hem Türkçenin
yapısına uygun değil, hem de okuma yazması zordu. Bu nedenle Mustafa Kemal, 1
Kasım1928’de Harf İnkılabı’nın yapılmasını sağlamıştır.
Atatürk, okuma yazma oranını artırmak için millet mekteplerini açtırmıştır. Bu
okullarda yaşlı- genç, kadın-erkek herkese okuma yazma öğretilmeye
çalışılmıştır.
3. Türk Tarih ve Türk Dil Kurumunun Kurulması:
Atatürk, Türk tarihi ile ilgili doğru ve ayrıntılı bilgilere ulaşmak için Tük
Tarih Kurumunu kurdurmuştur. Türk dilini geliştirmek, yabancı dillerin
etkisinden kurtarmak ve bilim dili haline getirmek için Türk Dil Kurumunu
kurdurmuştur.
4. Çağdaş Eğitim ve Sanat Anlayışının Geliştirilmesi:
Atatürk, ülkemizde eğitimin gelişmesi için üniversitelerin kurulmasını
sağlamıştır. Sanatın gelişmesi için de, güzel sanatlara önem verilmiş,devlet
konservatuarının açılmasını sağlamıştır.
TOPLUMSAL ALANDA İNKILAPLAR:
Atatürk, toplumsal alanda yaptığı inkılaplarda günlük hayatı kolaylaştırmayı ve
milli birliği sağlamayı amaçlamıştır.
1. Kılık Kıyafette Yenilik:
Osmanlı devleti zamanında ülkede kılık kıyafet birliği yoktu. Farklı din ve
millet mensup insanlar, farklı sosyal gruplar ile devlet memurları farklı
kıyafetler giyerlerdi. Bu durum toplumda ayrılıklara neden olduğundan milli
birliğe zarar veriyordu. Ayrıca Mustafa Kemal,Türk milletinin dış görünüş olarak
da çağdaş olmasını istiyordu. Bu nedenle kılık kıyafette alanında bazı
yenilikler yapıldı.
-
Şapka Giyilmesi Hakkında Kanun çıkarıldı.
-
Fes ve sarık yasaklandı.
-
Her dinin en üst din adamları dışındakilerin dini kıyafetle gezmesi yasaklandı.
2. Takvim, Saat- Ölçü ve Tartıda Yenilik:
Osmanlı devleti zamanında,zaman ölçüsü olan takvim saat ile uzunluk ve ağırlık
ölçüleri konusunda birlik yoktu. Bu durum hem ülke içindeki hem de yabancı
ülkelerle yapılan ticareti güçleştiriyordu. Bundan dolayı takvim ve saat
kanunları çıkarıldı. Hicri ve Rumi takvim kaldırılıp tüm dünyanın kullandığı
Miladi Takvim’e geçildi.Alaturka saat yerinede milletler arası saat sistemine
geçildi.
1931’de Ölçüler Kanunu çıkarıldı.Osmanlı devleti zamanında arşın, endaze,
okka,şinik gibi ölçü birimleri kaldırıldı. Yerine tüm dünya ülkelerinin
kullandığı uzunluk ölçüsü olarak metre, ağırlık ölçüsü olarak kilogram sıvı
ölçüsü olarak da litre kabul edilmiştir.1935’te hafta tatili cuma gününden Pazar
gününe alınmıştır.
3. Soyadı Kanunu’nun Çıkarılması:
Osmanlı Devleti zamanında soyadı yoktu.Devlet kayıtlarında isimlerin yanına baba
adı doğum yeri ve lakabı yazılıyordu. Ancak bu durum özellikle vergi ve askerlik
konusunda karışıklıklara yol açıyordu. Soyadı Kanunu çıkarılarak herkesin bir
soyadı alması kararlaştırıldı.
TBMM, Mustafa Kemal’e “Atatürk” soyadını vermiştir.
4. Din Kurumlarının Düzenlenmesi:
Atatürk, dinin ve din kurumlarının kullanılarak halkın sömürülmesine
karşıydı.Birer dini kurum olan tekke, zaviye ve türbeler dini duygular
kullanılarak halkın sömürüldüğü yerler olmuştu. Bu nedenle 1925’te çıkarılan bir
kanunla tekke, zaviye ve türbeler kapatıldı.
5. Kadın-Erkek Eşitliğinin Sağlanması:
Kurtuluş Savaşı’nda erkeği ile omuz omuza savaşan ve her türlü fedakârlığa
katlanan Türk kadını her alanda erkeklerle eşit olmalıydı. Bu nedenle kadın
hakları ile ilgili bir çok yenilikler yapıldı.
-
Okullarda kız-erkek ayrımına son verilerek karma eğitime geçildi.
-
Türk Medeni Kanunu çıkarılarak evlenme,boşanma, miras gibi konularda kadın erkek eşitliği sağlanmıştır.RKadınlara seçme ve seçilme hakkı verilerek siyasi alanda da kadın erkek eşitliği sağlanmıştır.
EKONOMİ ALANINDA YAPILAN İNKILAPLAR
Bir ülkenin yükselip çağdaş ve uygar bir toplum haline gelmesini sağlayan en
önemli unsur ekonomidir. Ekonomik durumu zayıf olan devletler gelişemezler.
Eğitim, sağlık, bayındırlık gibi sorunlarını çözemezler. Hatta çoğu zaman
bağımsızlığını bile koruyamazlar.Bundan dolayı Atatürk, ekonomi alanında da
yenilikler yapılamasını sağlamıştır.
1. Tarım Alanında Yapılan Yenilikler:
Tarımda ıslah edilmiş tohum, gübre ve makine kullanılması teşvik edilmeye
başlanmıştır.Örnek çiftlikler kurulmuş, ziraat okulları açılmıştır. Köylüden
alınan âşar vergisi kaldırılmıştır.
2. Sanayi Alanında Yapılan Yenilikler:
Sanayinin gelişmesi için “Sanayiyi Teşvik Kanunu” çıkarılarak sanayi
kuruluşlarının kurulması ve özel teşebbüsün desteklenmesi amaçlanmıştır.
Devletçilik ilkesi benimsenerek “I. Beş Yıllık Kalkınma Planı” uygulanmaya
başlanmıştır.
3. Milli Ekonomi Politikasının Benimsenmesi:
Mustafa Kemal, ekonomik sorunları görmek ve çözüm üretmek için İzmir’de İktisat
Kongresi’ni toplamıştır. Bu kongrede milli ekonominin kurulması ve hammaddesi
ülke içinde olan sanayi kuruluşlarına öncelik verilmesi kararlaştırılmıştır.
4. Kabotaj Kanunu’nun Çıkarılması:
Kabotaj Kanunu çıkarılarak Türk limanları arasında gemi işletme hakkı
yabancılardan alınarak millileştirilmiştir.
5. Bayındırlık Faaliyetleri:
Osmanlı Devleti zamanında yeterli yol yapılmamıştı. Devletin son zamanlarında
yapılan bir miktar demir yolu dışında ulaşım ilkel yollarla yapılıyordu.
Cumhuriyetin kurulmasından sonra Atatürk, ülkenin gelişmesi için demir yolu ve
kara yolu yapımına ağırlık verilmesini sağlamıştır.
Düzenli kentleşmeyi sağlamak için şehir planlamacılığına önem verilmiştir.
ATATÜRK İLKELERİ
Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsız,demokratik ve çağdaş özellikler
kazanması için bir takım ilkeler ortaya konulmuştur.
1- Cumhuriyetçilik
2- Milliyetçilik
3- Halkçılık
4- Laiklik
5- İnkılapçılık
6- Devletçilik
Atatürk İlkelerinin Ortak Özellikleri:
-
Türk toplumunun ihtiyaçlarından doğmuştur.
-
Akla ve mantığa uygundur.
-
Atatürk tarafından hem sözle hem de uygulama ile belirlenmiştir. Dış baskı ve zorlama yoktur.
-
Bir bütündür, birbirlerinden ayrılamazlar.
CUMHURİYETÇİLİK
Cumhuriyet, demokratik bir yönetim şeklidir. Halkın kendi kendini yönetmesi
cumhuriyetçiliğin temel amacıdır.Cumhuriyet yönetiminde egemenlik millete
aittir. Türk milleti seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kendini yönetir.
Ulusal egemenlik, seçim, ulusal irade, çok partili seçim, seçme ve seçilme hakkı
gibi kavramlar bu ilkeyle alakalıdır.
Özellikleri:
Devlet başkanı ve millet vekilleri seçimle belirlenir.
Ülke, halkın seçtiği vekiller tarafından yönetilir. Yönetimde demokrasi esastır.
Vatandaşların hak ve özgürlükleri devlet koruması altına alınmıştır.
Devlet işleyişi anaysa ve yasalara göre yapılır.
Cumhuriyetçilik İlkesi Doğrultusunda Gerçekleşen İnkılaplar:
-
Saltanatın kaldırılması
-
TBMM’nin açılması
-
Cumhuriyetin ilan edilmesi
-
Halifeliğin kaldırılması
-
Birden fazla siyasi partinin kurulması
-
Kadınlara seçme seçilme hakkının verilmesi
-
Anayasanın hazırlanması
MİLLİYETÇİLİK
Atatürk’ün milliyetçilik ilkesi ulusal birlik ve beraberliği temel alır.
Kaynağını Kurtuluş Savaşı oluşturur. Çünkü milliyetçilik ilkesi Kurtuluş Savaşı
kazanılmasında etkin bir rol oynamıştır.
Atatürk’ün milliyetçilik ilkesi birleştirici ve bütünleştiricidir. Türk ulusuna
bağlı olan,kendini Türk sayan herkes Türk milletinin bireyidir. Irkçılığa
karşıdır.Atatürk milliyetçiliği, Türk ulusunun bağımsızlığını her şeyin üstünde
tutar.Akılcıdır, gerçekçidir.Ortak vatan, dil ve kader birliği kavramları bu
ilkeyle ilgilidir.
Özellikleri:
Milli birlik ve beraberliği esas alır.
Milletini seven herkes ülkesinin kalkınması için çalışmalıdır.
Kendisini Türk ulusuna adayan herkes Türk’tür, ilkesini benimser.
Milliyetçilik İlkesi Doğrultusunda Gerçekleşen İnkılaplar:
-
Türk Dil Kurumunun açılması
-
Kurtuluş Savaşı’nın kazanılması
-
Türk Tarih Kurumunun açılması
-
Yeni Türk Devleti’nin kurulması
-
İstiklâl Marşı’nın kabulü
-
Kabotaj Kanunun kabulü
-
Harf İnkılabı
-
Saltanatın kaldırılması
-
Tevhid-i Tedrisat Kanunu
-
TBMM’nin açılması
HALKÇILIK
Halk: Bir ülkede oturan, o ülkeyi bilen,geleceğini o ülkeye bağlamış insanların
bütününe halk denilir.Halkçılık, devletin siyasi, ekonomik ve kültürel alandaki
hizmetlerin tüm halka yönelik olmasını amaçlayan bir ilkedir. Halkçılık
ilkesi,toplumda sınıf ayrımına karşıdır. İşçi, memur,esnaf tüccar yasalar
karşısında aynı haklara sahiptir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye ayrıcalık
tanınamaz.
Özellikleri:
Halk devlet yönetimine katılır.
Herkes kanunlar önünde eşit haklara sahiptir.
Cumhuriyetçiliğin ve milliyetçiliğin doğal bir sonucudur.
Halkçılık İlkesi Doğrultusunda Gerçekleşen İnkılaplar:
-
Saltanatın kaldırılıp, cumhuriyet yönetimine geçilmesi.
-
Türk Medeni Kanunu’nun kabul edilmesi
-
Tekke,zaviye ve türbelerin kaldırılması
-
Tevhidi Tedrisat Kanunu’nun kabulü
-
Kılık kıyafette değişiklik yapılması
-
Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi
-
Aşar vergisinin kaldırılması
-
Soyadı Kanunu’nun çıkarılması
-
Hastane ve sağlık ocaklarının açılması
LAİKLİK
Laiklik; din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması, devlet kurumlarının ve
kurallarının dini ilkelere değil, akla ve bilime dayandırılmasıdır.
Laiklik ilkesinin kabul edilmesiyle devlet yönetimi akla ve bilime
dayandırılmıştır. Bu ilke doğrultusunda hukuk siteminde, eğitim siteminde,sosyal
yaşamda akılcı ve bilimsel değişiklikler yapılmıştır.Türk toplumunun çağdaşlaşma
yolu açılmıştır.
Özellikleri:
Devlet yönetiminde din ve devlet işleri birbirinden ayrı tutulur.
Akla ve bilime önem verilir, yasalar din kurallarına dayandırılamaz.
Düşünce ve inanca saygı esastır. Herkesin inanç özgürlüğü vardır.
Laiklik İlkesi Doğrultusunda Gerçekleşen İnkılaplar:
-
Saltanatın kaldırılması
-
Halifeliğin kaldırılması
-
Türk Medeni Kanunu’nun kabul edilmesi
-
Medreselerin kapatılması
-
Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması
-
Diyanet Din işleri Başkanlığı’nın kurulması
-
Anayasadan “Devletin dini İslâm’dır” maddesinin kaldırılması
-
Tevhidi Tedrisat Kanunu’nun kabul edilmesi
Dikkat! 1937’de laiklik ilkesi anayasaya girmiştir.
DEVLETÇİLİK
Devletin ekonomik hayatın içinde yer almasıdır. Yani gerektiğinde fabrika ve
şirket kurup işletmesidir. Bu ilke ekonomiyle ilgilidir.Devletçilik ilkesi,
büyük sermaye gerektiren ağır sanayi işletmelerinin kurulması amacıyla
uygulamaya konmuştur.Bu sayede demir çelik, dokuma, cam ve şeker dalları kısa
sürede kurulmuştur.
Devletçilik ilkesi, ekonomik kalkınmanın yanında sosyal ve kültürel kalkınmayı
da amaçlar.
Özellikleri:
Devletin ekonomik, sosyal ve kültürel alanda kalkınmasını amaçlamıştır.
Vatandaşların özel iş yerleri kurmalarını destekler ve örnek olur.
Devlet, ülkedeki ekonomik kaynakları belirler ve işletir.
Devletçilik İlkesi Doğrultusunda Gerçekleşen İnkılaplar:
-
İzmir İktisat Kongresi’nin yapılması.
-
Sümerbank ve Etibank gibi devlet bankalarının kurulması
-
Karabük Demir-Çelik Fabrikasının devlet tarafından kurulması
-
Tarımda modern yöntemlerin uygulanması
-
Maden Tetkik Arama Enstitüsünün açılması
-
Kabotaj Kanunu’nun kabulü
-
Demir yollarının devletleştirilmesi
İNKILAPÇILIK
İnkılap: Eskimiş, çağdışı kalmış bir toplum ve devlet düzeninin daha iyi bir
duruma getirilmesi için yapılan köklü değişikliklerdir.
İnkılapçılık ilkesi; Türk toplumunun sürekli gelişmeye, yenileşmeye açık
olmasını sağlamıştır.
İnkılapçılık ilkesi sürekli yeniyi, iyiyi, güzeli esas almıştır.
Özellikleri:
Kurumların sürekli yenilenmesi, çağa ayak uydurması anlamına gelir.
Gelişmesi durmuş olan bütün kurum ve kuruluşları kaldırıp yerine daha yeni ve daha çağdaş olanını getirir.
Bütün yenilikler bu ilke doğrultusunda yapılmıştır.
NOT: Gerçekleştirilen bütün inkılaplar bu ilkenin uygulama
örnekleridir.
ATATÜRK’ÜN SON GÜNLERİ
Atatürk’ün Türk milletini hak ettiği çağdaş toplumlar seviyesine çıkarmak için
ülke içinde pek çok inkılap geçirmiştir.Milletine, iyinin ve doğrunun yolunu
gösterdi. Kendisini düşünmeden yaptığı bu çalışmalar genç sayılabilecek bir
yaşta sağlığının bozulmasına neden oldu. 1938 yılı başlarında Bursa’ya yaptığı
bir gezi sırasında hastalanan Atatürk Çankaya Köşk’ünde bir süre dinlendi.Sağlık
kontrolünden geçirildi.
Mayıs ayında güney illerini kapsayan bir inceleme gezisi kendisini yorduğu için
yeniden hastalandı. Ankara’ya döndü. Oradan da tedavi olmak ve dinlenmek için
İstanbul’a gitti.Ancak aynı dönemlerde dış politikada da hayati gelişmeler
yaşanmaktaydı. Fransa’nın Hatay’dan çekilmesinden sonra Hatay’ın durumu belirsiz
bir hal almıştı.Atatürk; Hatay’ın Türkiye’ye katılmasına büyük önem
vermekteydi.Bu nedenle doktorların kesin dinlenmesi talimatına rağmen Hatay’a
gitti. Burada incelemelerde bulundu. Bu durum Hatay halkı üzerinde önemli etki
bıraktı. Yapılan oylama sonucu Hatay aynı yıl Türkiye’ye katıldı.
Bu yoğun tempo Atatürk’ün hastalığının artmasına neden oldu. Tüm dünyaya örnek
olan büyük önder, 10 Kasım 1938 yılında saat dokuzu beş gece İstanbul Dolmabahçe
Sarayı’nda hayata gözlerini yumdu.Bu haber Türk milletini ve bütün dünyayı derin
bir üzüntüye boğdu.
19 Kasım günü naaşı, top arabasıyla Gülhane Parkı’na götürüldü.Buradan Yavuz
zırhlısı ile İzmit’e oradan da özel bir trenle Ankara’ya getirildi.
21 Kasım 1938 tarihinde yabancı devletlerin de gönderdiği askeri birliklerle
temsil ettiği büyük bir devlet töreni yapıldı. Naşı,Etnografya Müzesi’nde
hazırlanan geçici kabre konuldu.